17-18 Temmuz 2018 tarihleri arasında New York’ta gerçekleştirilen Premiere Vision Fuarı’na 25 milli ve 8 bireysel olmak üzere 33 firmayla katılan Türk tekstil sektörü, dünyanın dört bir yanından gelen iş insanlarını Türkiye’de yatırım yapmaya davet ettiler.
URSA - Türk tekstil sektörü 17-18 Temmuz tarihleri arasında New York’ta düzenlenen Premiere Vision Fuarı’nda bir kez daha iddiasını ortaya koydu. Türkiye’den 25 milli 8 bireysel olmak üzere 33 firmanın katıldığı fuarda Türk tekstilcileri, gerçekleştirdikleri ticari bağlantıların yanı sıra başta ABD’li yatırımcılar olmak üzere dünyanın dört bir yanından gelen iş insanlarını Türkiye’de tekstil sektörüne yatırıma çağırdı. Fuara katılan Türk iş insanlarına öncülük yapan Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Yönetim Kurulu Başkanı Pınar Taşdelen Engin, sektörün global pazarda son derece güçlü bir imaja sahip olduğunu, Premiere Vision Fuarı’nda bu durumun bir kez daha gözler önüne serildiğini söyledi.
Yükselen pazarlara ihracat artıyor
Türk tekstil sektörünün güçlü altyapısı ve yüzyıllara dayanan deneyimi ile çok uzun zamandır kaliteli ve beğenilen ürünleri imza attığını kaydeden Engin, “Dünyanın pek çok ülkesinde, birçok insan; özellikle de üst segment ihtiyaçlarında ürünlerimizi memnuniyetle kullanıyor. Avrupa ve Kuzey Amerika gibi rekabetin çok yoğun olduğu, doygun ve yükselen pazarlara da başarıyla ihracat yapıyoruz. Avrupa’nın en büyük tekstil üreticisi olmayı başaran sektörümüz gelecekte de iddialı pozisyonunu koruyacak. Hem tasarım ve moda hem de teknik tekstiller alanında önemli atılımlar yapmaya devam edeceğiz” dedi. En son teknolojilere sahip makine parkı, esnek üretim kabiliyeti, özel ürünler üretme yeteneği ve yüksek nitelikli iş gücüne sahip olduklarını dile getiren Engin, uluslararası düzeyde tasarım ödülleri alan Türk şirketlerinin olduğunu, ayrıca teknik ve sağlık standartlarına uygun üretim ile de son derece pozitif bir imaja sahip olduklarını bildirdi.
Türkiye ekonomisinin lokomotifiyiz
Tekstil sektörünün yarattığı katma değer, sağladığı istihdam ve gösterdiği performansla Türkiye ekonomisinin lokomotif sektörlerinin başında geldiğine dikkat çeken Engin, “Hazır giyim ile birlikte sağladığımız yaklaşık 2 milyon kişilik istihdam ile ülkemizin sosyal istikrarına önemli ölüde destek oluyoruz. Özellikle katma değerli üretim açısından sahip olduğumuz çok yüksek potansiyel ise ihracat rakamlarındaki artış trendi ile de kendisini gösteriyor. Bu şekilde devam ederse 2018 yılı sonunda 9 milyar dolar civarında, tüm zamanlar için rekor niteliğinde bir değere ulaşacağız. Öte yandan yine hazır giyim ile birlikte bir bütün olarak dış ticaret fazlası veren sektörler arasında ilk sıradayız. Hepsinden önemlisi, ürün kalitemiz, moda ve trendleri belirleme gücüne sahip tasarımlarımız ve yüksek teknolojimiz ile dünyada çok özel bir yere sahibiz. Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) içindeki payı ve yerli girdi kullanımında da ülkemizde ilk sırada olan Türk tekstil sektörü, küresel pazarlarda da var oluşumuzun temelini teşkil etmektedir” diye konuştu
“Avrupa’nın en büyük üreticisiyiz”
Türkiye’nin Avrupa kıtasının en büyük tekstil üreticisi olduğuna dikkat çeken Engin bunun yanı sıra Türkiye’nin dünyada 7’nci büyük pamuk üreticisi konumuna çıktığını bildirdi. Engin şunları söyledi: “Ev tekstilinde broderi ve gipür üretimi için dünyanın en büyük makine parkına sahibiz. Avrupa'nın nevresim üreten en büyük fabrikası ise Türkiye'de. Havlu konusunda dünyanın ilk üç tedarikçisinden birisiyiz. 2018 ilk altı ayı itibarıyla dünya tekstil ihracatında Türkiye'nin payı yaklaşık yüzde 3, ev ve mekân tekstillerinde yüzde 4,5 ve teknik tekstillerde yüzde 1,5'tir.”
“Teknik tekstilde büyük potansiyele sahibiz”
Sahip oldukları bir başka avantajın da 3 saatlik uçuş süresi ile 3 kıtada 10’larca ülkeye, yüzlerce şehire ulaşmak olduğunu da ifade eden Engin, tecrübeli, genç ve dinamik iş gücünün sektörün bir başka güçlü yönü olarak öne çıktığını belirtti. Engin, “Önümüzdeki dönemde iyileştirmemiz gerektiğini düşündüğümüz alanlar, teknik tekstiller, tanıtım pazarlama ve markalaşma konularıdır. Teknik tekstillerde büyük bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyeli realiteye dönüştürmek için özellikle Bursa Teknoloji Koordinasyon Ar-Ge Merkezimizi (BUTEKOM) kurduk ve bu kuruluşumuz bünyesinde tekstil sektörümüzün tüm alanları için çok sayıda önemli çalışma yürütüyoruz” dedi. En üst düzey kaliteye sahip birçok Türk ürününün global marka olmayı hak ettiğine dikkat çeken Engin sözlerini şöyle tamamladı: “Özel sektör olarak devletimizle birlikte bu konu üzerinde çalışmaya devam edeceğiz. Diğer yandan firmalarımızın e-ticaret gibi görece yeni ve önemli bir alanda daha aktif olmaları gerekiyor. Yabancı bir aracı firma Türkiye’den kaliteli bir ürünü satın alarak e-ticaret yoluyla bunun üzerine yüzde 50 yüzde 100 kar koyabiliyor. Bu ve benzeri konularda çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
Sanal gerçeklikle tekstilin tarihine yolculuk
Türkiye’de bir ilk olarak sanal gerçeklik tekniği ile hazırlanan Tekstil filmi de New York fuarında ziyaretçilerle buluştu. Standart tanıtım filmlerinden farklı olarak özel gözlüklerle izlenebilen filmde ziyaretçiler kendilerini sahnelerin içinde buldular. Ziyaretçiler böylece Türk tekstilinin tarihine ve gelişimine yaşayarak tanıklık etmiş oldular. Fuar boyunca sosyal medyada aktif olarak Türkiye tanıtımı yapılarak potansiyel ziyaretçilere ulaşılırken, Türkiye standını ziyaret eden alıcılar için fuarın son günü düzenlenecek çekilişle üç ziyaretçiye ise Türk kahvesi fincan seti hediye edildi.
Kaynak:https://www.dunya.com/sektorler
(yayın organlarından alınan haber ve fotoğraflar kaynağı belirtilerek yayınlanır)